Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de bugün katılmış olduğu ve konferans yapmış olduğu Finansın Geleceği Zirvesi’nde konuşan Türkiye İş bankası Genel Müdürü Hakan Aran, son dönemde faizler inerken krediye erişimin zorlaştığına işaret etti. Aran, bankaları kredilerle ve kur korumalı mevduatla alakalı olarak uzun dönemli tahvil alımınamakro ihtiyati tedbirlerin bir an evvel kaldırılması ya da gevşetilmesini istedi.
“KİMSEYE BİR FAYDASI YOK”
Aran’ın son dönemde BDDK ve Merkez Bankası’nın attığı makro ihtiyati adımları eleştiren konuşmasında, “Alınan makro ihtiyati tedbirlerle beraber artık biz ekonomi modelinin destek verdiği sektörleri bile destekleyemeyecek noktaya geldik. Faiz oranlarının indirilmesi ne açıdan size yarar; krediye daha ucuza erişebiliyorsanız. Eğer kredi fiyatı ucuzlamasına karşın krediye erişim zorlaşıyorsa bunun hiç kimseye bir yararı yoktur. Mühim olan rafta duran kredi faizlerini indirmekse gaye evet ürem iniyor fakat şayet o krediyi erişilebilir kılmak ve üretime yatırıma döndürmekse bu hususta sorunlarımızın bulunduğunu anlatım edeyim. Düzenlemelerle müşteri tercihlerini zorlayacak noktalara getirmeyelim.” dedi.
“TEDBİRLERİN KALDIRILMASI VEYA GEVŞETİLMESİ GEREK”
Aran laflarına şu şekilde devam etti: “Kur korumalı mevduat ürünümüz var, yüzde 20’nin üstünde bankalarda dönüşüme tercih oldu fakat bunun üzerinde, tercihlerini ihtiyacından kaynaklı yabancı parada kullanan müşterileri bankalar üstünden bu tercihlerini değiştirmeye zorlamanın ve bu tercih değişmezse de bankaları, finansal sistemin istikrarını riske atacak şekilde, uzun vadeli menkul değer tesis etmeye zorlamanın ne yeni iktisat modeline ne üretime ne ihracata ne istihdama katkısı vardır. Sadece bu tarz şeyleri ters yönde, bankacılık sektörünü de geriye giderek, bankacılık sektörünün imkanlarını kullanmasını engellemek anlamına gelir. Dolayısıyla geçici olduğu söylenen makro ihtiyati tedbirlerin yeni iktisat modelini destekleyecek şekilde bir an evvel kaldırılması ya da gevşetilmesi icap ettiğinin altını çizmek istiyorum.
“GENİŞ KİTLELERİN YOKSULLAŞMASI ANLAMINA GELEBİLİR”
Yüksek enflasyon olduğu dönemlerde büyümenin ne kadar sıhhatli olduğu da tartışılır. Eğer yüksek enflasyon ile gelişme beraber gidiyorsa bu geniş kitlelerin yoksullaşması, gelir dağılımı adaletsizliğinin, topsumsal gerilimlerin, yöresel dengesizlikleri artması, çevrenin tahrip olması anlamına gelebilir. Bunlardan daha önemlisi, uzun dönemli büyümenin aşındırılması ve gelecek kuşakların elinden gelişme imkanlarının katılması anlamına gelebilir. O yüzden sektör olarak görevimiz salt büyümeyi değil sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı desteklemek olmalıdır.”
Bir yanıt bırakın