Araştırmalara göre, hayattaki büyük göllerin yarısından fazlasının 1990’ların başından bu yana, iklim değişikliği, tarımdaki su kullanımı, hidroelektrik santralleri ve insan tüketiminin artması nedeniyle küçüldüğü ortaya çıktı.
Science dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, Hazar Denizi’nden Güney Amerika’daki Titicaca Gölü’ne kadar dünyanın en mühim tatlı su kaynaklarından bazılarının aşağı yukarı otuz sene süresince yılda aşağı yukarı olarak 22 gigaton miktarda su kaybettiğini bildirdi.
Çalışmayı yöneten Virginia Üniversitesi’nden yüzey su bilimcisi Fangfang Yao, tabii göllerdeki düşüşün %56’sının küresel ısınma ve insan tüketiminden kaynaklandığını ve küresel ısınmanın daha büyük payının bulunduğunu söyledi.
İki bin büyük gölde uydu görüntülerini kullanarak inceleme yapan bilim insanları; sürdürülebilir olmayan insan kullanımı, yağmurlardaki azalma ve iklim değişikliğinden kaynaklı olarak 1992’den 2020’ye kadar göllerin yüzde 53’ünde azalma belirleme etti.
Su kaynaklarının azaldığı bölgelerde yaşayan aşağı yukarı olarak 2 milyar insanoğlunun kuraklıktan direkt olarak etkilendiği tahmin ediliyor.
Bilim insanları ve aktivistler, iklim değişikliğinin neticelerinden kaçınmak için küresel ısınmanın bir buçuk santigrat derecenin üstüne çıkmasını önlemenin lüzumlu bulunduğunu savunuyor. Dünya’nın şu an 1.1 aşama ısınmış olduğu belirleme ediliyor.
Yayımlanan araştırma, bilinçsiz insan kullanması nedeniyle Orta Asya’daki Aral Denizi ve Orta Doğu’daki Ölü Deniz gibi göllerin kuruduğunu; Moğolistan, Mısır, Afganistan’daki göllerin ise artan sıcaklıklardan kaynaklı su kaybettiğini ortaya koydu.
Bir yanıt bırakın